Siroz, karaciğerin çeşitli nedenlerle kalıcı ve geri dönüşümsüz olarak hasar görmesi, görevlerini yapamaması durumuna verilen isimdir (karaciğer sirozu).
Yetişkin insanlarda 1,5 kg ile 2 kg arasında ağırlığa ulaşan bir organ olan karaciğer, insan vücudundaki en büyük organdır. Vücudun kimya fabrikası olarak nitelendirilen karaciğer, kanda bulunan yabancı (kimyasal) maddelerin, alkolün ve ilaçların temizlenmesi görevini yerine getirmektedir. Kanın pıhtılaşmasını ve vücudu etkileyen enfeksiyonlara karşı direnç, bağışıklık kazanılmasını sağlayan sistemlerin en önemli parçalarından birisi olan karaciğer, aynı zamanda vücuttaki atıkların atılmasını sağlayan organdır. Karaciğerin görevleri bunlarla sona ermez. Safra salgılayarak yağların sindirilmesini sağlayan karaciğer, protein ve kolesterol sentezi yapılmasını, vücutta bulunan fazla şekerin nişasta olarak depolanmasını sağlayan organdır. Kısacası karaciğerin üstlendiği görevlerin çok önemli olduğu ve saymakla bitmeyeceği, insan vücudu açısından gerçek anlamda ‘hayati’ bir organ olduğu söylenebilir.

Karaciğerin görevlerini yapmasını engelleyen geri dönüşümsüz karaciğer hasarı yani siroz, bu nedenlerden ötürü tüm dünyadaki ölüm nedenleri arasında listenin başlarında yer alır. Siroz, uluslararası sağlık örgütleri tarafından çok önemli bir sağlık sorunu olarak nitelendirilmektedir.
Siroz Nasıl Ortaya Çıkar?
Siroz, karaciğerde farklı nedenlerle meydana gelen ve geri dönüşü mümkün olmayan yapısal değişiklikler, hasarlar sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Karaciğerdeki hasarlar ve yapısal değişiklikler, karaciğerin hücre sayısının azalmasına, zamanla karaciğerin boyutlarının küçülmesine ve sertleşmesine sebep olurlar. Siroz bu duruma verilen isimdir. Karaciğer geri dönüşümsüz olarak hasar görmüş ve vücuttaki fonksiyonlarını yerine getiremez duruma gelmiştir.

Vücudun karaciğeri onarma çabaları da sonuç vermez. Kaybedilen karaciğer hücrelerinin yerine sağlıklı hücreler üretilmeye çalışılır. Ama üretilen bu hücrelerin dağılımlarının düzensiz olmalarının yanı sıra aşırı miktarda oldukları görülür. Sağlıklı lobcuklara benzeyen ve dağılımları düzensiz olan bu hücre grupları, yalancı lobcuk olarak adlandırılırlar. Merkezlerinde bir toplardamar yer almayan yalancı lobcuklar, her yerde eş merkezli olarak yerleşen ve yumru biçiminde görünen yapılardır.
Sonuç olarak karaciğerde oluşan hasar tamir edilememiş ve karaciğerdeki sorun (siroz) büyümüş olur.
Siroz Nedenleri
Siroza yol açabilen başlıca nedenler şunlardır:

- Alkol kullanımı,
- Diyabet ve obezite problemleri,
- Hepatit B ve Hepatit C gibi viral enfeksiyonlar
- Karaciğerde demir veya bakır birikimi,
- Safra sisteminin blokajı nedeniyle yıllar boyunca süregelen karaciğer hasarı
- Bazı bitkisel ya da medikal ilaçların kullanımı durumunda karaciğerin toksik maddelere maruz kalması
Siroz Belirtileri
Siroz nedeniyle erken dönemlerde ve geç dönemlerde görülebilen belirtiler şunlardır:

- Uykusuzluk çekilmesi ve uyuklama,
- Yorgunluk ve halsizlik hissedilmesi,
- Kansızlık (anemi) problemiyle karşılaşılması,
- Ayaklarda ortaya çıkan şişkinlik,
- Gözlerde ve idrarda fark edilen hafif sarılaşma,
- Kaşıntı olması,
- Kolay biçimde oluşan morluklar ve vücudun kanamaya eğilimi olması,
- Karın boşluğunda sıvı toplanması,
- Kan kusulması,
- Böbrek bozuklukları sorunları,
- Yoğun biçimde sarılık,
- Bilinç bulanıklığı olması,
- İlerleyen dönemlerde koyu renkli idrar,
- Koma,
- Karaciğer kanseri gibi çok ciddi sorunlarla karşılaşılması siroz belirtileri olabilir.
Siroz Teşhisi
Doktor muayenesinde hastanın ailesi ve geçmişi konusunda alınan bilgiler, kendisinde ve ailesinde hepatit olup olmadığının kontrol edilmesi, elle yapılan muayenede karaciğerin sertleştiğinin tespit edilmesi ve kenarlarının belirgin hale geldiğinin fark edilmesi, uzman doktorun siroz şüphesine düşmesine ve hastalığın teşhisi için gerekli olan muayenelere/tetkiklere geçmesine yetecektir.

Siroz şüphesiyle yapılan muayenede çoğu siroz hastasında büyük olduğu tespit edilen dalak kontrol edilir. Hastada sarılık belirtileri olup olmadığına bakılır. Kan tahlilleri ve gerekli olduğu düşünüldüğünde karaciğerden alınan parçanın incelenmesi de (siroz şüphesinde) rutin kontroller arasında sayılabilirler. Karaciğerin yüzeyi ve varsa yapısal bozukluk hakkındaki bilgiler ise ultrason görüntülemesi ile elde edilir. Tüm bu muayene, test ve tahlillerin sonucunda, siroz şüphesini kesinleştirmek yani siroz teşhisi koymak mümkün olur. Aksi halde hastada siroz olmadığı kesinleşmiş olacaktır.
Siroz Tedavisi
Hepatit sebebiyle meydana gelen siroz interferon tedavisiyle virüslerin çoğalmasını engellemeye çalışarak tedavi edilir. Alkole bağlı ortaya çıkan siroz ise tedavi edilemez. Sadece erken tanı koyulan durumlarda hastalığın bazı belirtilerini engellemek ve hastalığın şiddetini azaltmak amacıyla yapılan bazı tedaviler mevcuttur.

Siroz hastalarının genelde yüksek olan tansiyonlarını kontrol etmek amacıyla tansiyon ilacı kullanmaları gerekir. Karında biriken suyun azalmasını sağlamak için idrar söktürücü ilaçlar kullanılır. Hastanın vitamin takviyeleri alması ve gereksiz ilaç kullanmaktan sakınması gerekir. Yağlı yemekler yemekten kaçınmak da siroz tedavisinin parçalarından birisidir. Siroz tedavisinin olmazsa olmazı ise, hastanın alkolü bırakmasıdır.
Siroz tedavi edilemiyorsa ve geri dönüşümsüz noktaya gelmişse, hastaya karaciğer nakli yapılması gündeme gelebilir. Doktorunuz bu konuda daha ayrıntılı şekilde bilgi verebilir.